@killa, Ben de izlerken 3000 kalori aldım.
Oldukça durağan ve tek mekanda geçen bir film olmasına rağmen izlerken sıkıldığım bir kısım olmadı. Kendini izlettirdi. Bunu sağlayan Fraser'ın mükemmel oyunculuğu. Filmin her anında Fraser'ı izliyoruz ve adam tam anlamıyla döktürmüş, rolü yaşamış.
Aronofsky'nin diğer tüm filmlerini izledim beğendim. Özellikle The Fountain kalbimi dağlarken, Requiem for a Dream anamı ağlattı. Ve ben bu filmleri sosyal medyadan bağımsız şekilde, kendi saf görüşümle beğendim. Dolayısıyla tarafsız olabileceğimi düşünüyorum. Bence bu filmi beğenen öven insanlar medyanın dayatmasıyla yapıyor bunu. Film güzel değil. Evet bazı duyguları iyi yansıtıyor, mesela klostrofobik hissetiriyor, Ama ana karakterle bağ kurabildiğimiz bir materyal yok, tam aksine her şey karakterden iğrenmemiz için, bir başarısı da bu. Yönetmenin o derin, metaforik tarzı bu filmde yok, çok yüzeysel. Beğenen kendini bir sorgulasın.
Bir filme ne kadar ağlanabilirse o kadar ağladım. Duygu geçişleri karakterlerin birbirine sorduğu sorular anlamsız gibi görünen şeylerin aslında hayatımızda ne denli yeri olduğu. Zihnimiz güçlü olmazsa bedenlerimizin ne kadar da zayıf olabileceği.. Hayattaki her şey seçimlerimizin sonuçları mıdır? Yoksa kader denilen şey bizi yaşamamız gereken sınavlara mı götürür?
Kendini bana iki gece üst üste izletip gözlerimden yaşlar boşanmasına sebep olan film. Aronofski, Hollywood'dan çıkan en ama en iyi yönetmenlerden. Neden mi?
M.Rourke, kariyerinin başlarında gelecek vadeden çok yakışıklı bir oyuncudur. Sosyal hayatında yaşadıklarından, travmalarından çöküntüye girmiş, dibi görmüştür. Ne var ki 2008 yılında Aronofski onun elinden tutmuş ve ‘The Wrestler’ filmi ile, kariyerinin ve ömrünün sonuna gelen, geçmişi pişmanlıklarla dolu bir baba rolüyle tekrar zirvelere çıkarmış, Oscar’a aday olmasını sağlamıştır.
2022 yılına gelindiğinde, M.Rourke gibi benzer bir kaderi paylaşan, herkesin, kariyerinin başında büyük bir gelecek vadettiğini düşündüğü, yakışıklılığına hayran kaldığı B.Fraser de yaşadığı buhranlar nedeniyle zirveden dibe çakılmış ve herkesin acıyarak baktığı bir hâle gelmiştir. Aynı Aronofski bu sefer de B.Fraser'in elinden tutarak, ömrünün sonuna gelmiş ve geçmişi pişmanlıklarla dolu bir babayı canlandırttığı fakat bu sefer işin içine sağlık sorunları, cinsel yönelimler gibi kavramları da katarak oluşturduğu Balina filmi ile Fraser'e Oscar'ı kazandırmıştır. Üstelik filme çok güzel eklemeler, atıflar, müzikler koyarak filmi duygusal anlamda bambaşka bir noktaya taşımıştır. Moby Dick göndermeleri de hüznümü katladı durdu ve müziklerin bir film için ne kadar önemli olduğunu bu filmle de bir kez daha görmüş olduk. :') Çok büyüksün be adam çoook. <3
(Olumsuz yorumlara gelirsek…. Eyvallah, hepsinin başımızın üstünde yeri vardır. Ama 'çöp, bomboş, sipariş…' gibi yorumların beş kuruşluk kıymeti de yoktur.)
Amerikan filmlerindeki şu homoseksüellik ve Yahudi teması sıktı. Senaryo yeterince güçlü değil, Oyunculuk derseniz kadın oyuncular daha etkili oynamış. Filmin bence en olumlu yanı; fastfood alışkanlığının sağlık felaketine neden olabileceği ve Amerika'da sağlık güvencesi olmayan milyonlarca insan olduğu (sağlık güvencesi bizde de elimizden alınmak isteniyor). Son yıllarda maalesef oscar biraz ucuza veriliyor.
bana göre yetersiz bir filmdi. sadece kilo aldığı için imdb puanı bu kadar yüksek verildiyse yazık...
@Murat974, "Rol için kilo aldım, oyuncuların kralı oldum" ayağı yapıyor. Açıkçası ben her rolü almaya çalışan biri yerine, pek tanıdık olmayan ve normalde zaten şişko olan başka bir oyuncu görmeyi tercih ederdim. Ama birileri egolarını şişirmek için ekstrem davranışlarda bulunuyor, bir şeyin zor olması da onu sanki daha değerliymiş gibi gösteriyor izleyicilere ancak esasında açgözlülükten ibaret.
@Sevaus, daha filmi izlemedim ve bende begenmeyebilirim. Ama beyefendinin burda beğenmediği filmin kendisi değil oyuncudan sıkılmış olması. Kariyer yapıp iki ödül peşinde koşturması (beyefendinin gözünde tabi) çok mu? "İlerlemesi" onu açgözlü mü yapar? Adı üstünde oyuncu bu, balina da olur hamsi de.
Dram filmlerini çok seven biri olmadığım için filmi izlemekte kararsız kalmıştım filmi sırf Brendan Fraser için izledim ve iyi ki izlemişim.
Brendan Fraserin aktyor işi həqiqətən də möhtəşəm idi. Filmin 3 oskar namizədliyi var və bunlardan biri məhz Brendan Fraserin payına düşür. Oskarın qalibi olmasını çox isterdim çünki bu onun üçün böyük motivasiya ola bilər. Ümid edirəm bundan sonra tez-tez və yaxşı filmlərlə izləyicilərin qarşısına çıxacaq.
Rejissorun digər filmlərini də izləməyinizi tövsiyə edirəm.
Pi 1998
Requiem for a Dream 2000
The Fountain 2006
Black Swan 2010
Mother! 2017
Və son olaraq bir filmdə Darren Aronofsky imzası varsa o filmi sorğu-sualsız izləmək olar.
Ne ağladım yaa 🥲 Muhteşem oyunculuklar, akıp giden senaryo, duygusal ve bir o kadar da bunaltıcı harika bir film..
Şöyle bi 'Take a peek' yaptım da... =]
'Brendan Fraser', bu sene kesinlikle 'Oscar' almalı...Brendan Fraser için ayakta alkışlanacak bir performans! Bayıldım :D
Darren Aronofsky'nin filmleri her zaman kaliteli oluyor, izleyin :D
@anonXmous, Bende öğlen baktım, dedim akşam indireyim telif gelmeden... Normalde bir-iki gün sürüyordu telif gelmesi, o yüzden rahattım da, gel gör... =]
@RaGNaRoK, Baktım da 'Login' istiyor ya... Bende de şu site vardı ''https://freedownloadmves.com'' ama bunlarda telif gelince kaldırıyorlar... Şimdiler de bu siteye bizim ülkeden ulaşılamıyor...
@RaGNaRoK, şişko Fraser'i kaçırdık ama ben siteye ihanet edip başka yerde izlemem, bekleriz sorun yok :)
@RaGNaRoK, Aynen, buldum bu arada teşekkürler adamsın... =] Altyazı sitesine bile telif gelmiş, kaldırmışlar... =] Bu durumda, ''Opensubtitles''...
Yok LGBT, yok bilmem ne kafamı ütüleyecekseniz hiç bana yazmayın cevaplamam. Bastan söyleyeyim, bu dere kenarına da güm güm düşer yuvarlanıram. Gelelim filme; Brendan Fraser'ın kariyeri biraz garip gitti. Bir zamanlar George of the Jungle ve Mumya gibi gişe rekorları kıran ve popülerliğinin sınırsız olduğunu bilen ünlü bir Hollywood yıldızıydı.Bu filmdeki oyunculuk performansını protezlerine bağlamak kolaycılık olur. Jared Leto, Matt Damon ve Christian Bale gibi, rollerini daha etkileyici hale getirmek için kilo alıp veren aktörler var, ancak Fraser'ın burada ortaya koyduğu şey benzeri görülmemiş. Daha karmaşık duygularla tüm makyaj ve köpük kauçuk katmanlarının altında bambaşka bir kişi var. Oscar alır mi bilmem ancak bu film Fraser'ın daha önceki rollerinden çok daha fazlasını yapabilen yetenekli bir aktör olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Balina, yakışıklı yönetmen Darren Aronofsky'nin bir geri dönüşü olarak da kabul ediliyor. Ama ne geri dönüş.Tek mekanda geçen filmler beni her zaman cezbeder. The Whale aslında bir Tiyatro oyununa dayanıyor. Bu uyarlama, iyi bir film yapmak için yalnızca iki malzemeye ihtiyacınız olduğunu kanıtlıyor: sürükleyici bir hikaye ve güçlü oyunculuk. Bu iki özellik, Balina'yı sonun yakın olduğunu bilen obez bir adamın içler acısı bir portresi yapıyor. Aynı zamanda Aronofsky'nin son derece sade ve hatta bazen klostrofobik olan, kısıtlı hareket imkânlarıyla, yaratmak istediği atmosfere de uyuyor. Balina, varoluşun, her fiziksel ve/veya zihinsel durumun bir arka planı ve bir hikayesi olduğu gerçeğini mükemmel bir şekilde anlamamızı sağlıyor.
Tek kelimeyle olağanüstü, etkileyici zihinlerden uzun sure silinmeyecek. Teşekkürler
Filmi sinemada izleme şansını buldum ve gayette beğendiğimi söylemeliyim. Brendan Fraser'ın uzun bir süre sonra oyunculuk kariyerine harika bir dönüş yaptığını söylemek pek yanlış olmaz. Film, Darren Aronofsky filmi olduğunu çok bariz belli ediyor fakat diğer filmlerine nazaran biraz daha zayıf buldum. Tek mekanda geçmesi ve filmin 4:3 ölçekte çekilmesi birçok izleyeciği sıkabilir fakat zaten film daha çok karakterin iç dünyası ve psikolojik durumunu anlatan bir drama. Özellikle karakterimiz Charlie'nin streslendiğini kendini daha çok yemeğe verdiği yerleri izlerken gözlerimi kısarak izledim gerçekten ağır ve rahatsız edici sahnelerdi. O kasvetli havayı gayet güzel vermiş. Finali ise tam Aronofsky finali gibiydi, The Fountain filmini hatırlattı.
Sonuç olarak 8/10 vereceğim, harika bir oyunculuk performansına ve iç karartıcı bir havaya sahip başarılı bir A24 filmi olmuş.
Çok güzeldi. izlerken damarım tıkandı