Ağır işleyen ama derin bir film.. Beğendim..
Yorumlar
Leftbehind (Ziyaretçi)
Dış mekanda yapılan geniş plan çekimler olsun, kamerayı kaydırış tarzı olsun, doğa metaforları olsun, 32 mm yatay çekimi olsun, her karesi v her kadrajı fotoğraf gibi olan bu film ile; yönetmen Andrey Zvyagintsev, resmen Tarkovsky’nin yeryüzündeki yaşayan gölgesi. Bu filmde kendisini ilan etmiş. Kıyıda köşede unuttuğum bir yönetmendi. Film kıtlığında denk gelmem çok iyi oldu.
Öncelikle, filmi izleyecek olan arkadaşlara ''yasal bir uyarı'' geçmem gerekli; Film dram yüklü, bir o kadarda ağır v izlemesi zor, ayrıca süresi 2,5 saat. popcorn bir izleyiciysen bu filmden uzak durmanı öneririm. Ayrıca, benim yaptığım yorumlar filmden sonra okunması gereken yorumlar olduğu için, 'ne okuduğunun, anlam kazanması adına' izledikten sonra okumanı tavsiye ederim.
Bir filmde 'yabancılaşma' ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. insan v ilişkileri odaklı bir film sunulmuş. İnsanların ön yargılarının, birbirini anlamadan yargısız v gereksiz şüphelerinin sonucunun ne kadar acı sonuçlar doğurduğunu gösteren bir film. ilişkinin alışkanlık kazanmayı v bu alışkanlık üzerinden sevgiyi sürdürebilme çabası çok iyi anlatıyor filmde. Hayatı yaşamaya değer bulmayan v sorgulayarak yaşamaya çalışan ama başarılı olamayan hassas bir kadının hüzünlü öyküsü de diyebilirim. Kısacası derin, anlamlı v etkileyici.
Filmde ibret alınacak çok şey v okunacak çok fazla metafor var. Benim okuduğum çerçevelerden bir tanesi, sürülmüş bir tarla, arkasında da tek bir ağaç görülüyor. Sürülmüş toprak doğurganlığı yani kadını, arkasında meyve vermeyen ağaç ise erkeği temsil eder. Çocukların tamamlamaya çalıştığı yapboz sahnesinde ise resmen çözüldüm v dağıldım. Filmden yapılacak en büyük çıkarım sanırım ''Hayat paylaşmayı bildiğinde yaşama dönüşür'' olmalı.
Film ataerkil gibi görünse de, kadınlara adanan ancak erkeklere seslenen görsel bir ağıt…
Ben bu film bittiğinde v ismini tekrar okuduğumda bir başyapıt izlediğimi anladım. Uzunluğu bazıları için itici gelse bile, beni başından sonuna kadar tutsak etti. Hatta bende tekrar izleme isteği bıraktı v izlediğim en iyi filmler arasına rahatlıkla girdi..
Okuduğun için teşekkürler.
kleberson1
@AYASLI, Bu filmler sanat filmleri bu filmlerden hızlı ve öfkeli gibi tempo aramak saçma bence bu yönetmen tarkovski tarzı filmler yapıyor bence tarkovski düzeyinde bir yönetmen evet ağır ve yorucu filmleri var ama filmlerinin hepsi sinematoğrafik ve şiirsel filmlerdir bu tarz festival filmlerinin de değeri ne kadar şiirsel ve sinematoğrafik olduğu kadar değeri vardır bu tarz filmlerin hepsi ağır ve yorucudur.
Film boyunca ağırlıklı olarak erkek oyuncuları izlesek de Izganie sapına kadar feminist bir film! Yönetmen bu filmde de zor bir işe soyunuyor ve alıştığımız, çok yakından tanıdığımız bir evlilik ilişkisinden yola çıkarak erkeğin (ve toplumun) kadını sevgisizliğiyle, empati yoksunluğu, hoyratlığıyla nasıl ezip geçtiğini tokat gibi yüzümüze vuruyor. İzlediğimiz film sıradan, günlük hayatın trajedisi aslında. Filmin önemi de burada yatıyor...
Kaynak https://www.karnavalesk.com/surgun-izgnanie-the-banishment-film-analizi
Filmde en çok ilgimi çeken şey ise her planın en küçük detayına kadar ince ince hesaplanmış olması.Ayrıca işık ve rengin ustaca uygulamaları da ayrıca takdir edilecek bir durum.
Filmi izlerken gerçek anlamda bir sinama tadını aldım.İyi seyirler.Webteizle'ye teşekkürler.