Un chien andalou izle (1929)

Deneysel sinemanın başyapıtı olan bu film....
Bu kadar gerçeküstücü bir yapım illaki insanın aklını karıştırır illaki insanne diyeceğini ne yorum yapacağını bilemez.. ..

Dali nin biri kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış, aynen öyle....)

sanat filmlerinin altına uzun uzun paragraflar döşeyen insanlara bayılıyorum. yani ilgimi çektikçe izlediğim bir tür ama asla içinden bu kadar anlam çıkarmayı başaramıyorum ya da konu asla hakim olduğum bir şey olmuyor. umarım bir gün sanat filmlerine paragraf döşeyecek düzeye gelirim.

filmle ilgili ilginç bir bilgi: film gösterime girdikten sonra dönemin sözde elitleri tartışmaya girmiş filmin ne anlattığıyla ilgili. tartışma bir türlü dinmeyince luis bunuel'e sormuşlar "aramızda uzun uzun tartıştık ama bu sonuca varamadık. be allahsız sen bu filmde ne anlattın?"

luis bunuel'in tartışmayı bitiren tek cümlelik yanıtı "siz bu filmi anlamaya mı çalıştınız?" olmuş. :)

"iyi zaman geçireyim, eğleneyim" düşüncesinden öte sinemaya ilgi duyan herkesin izlemesi gereken bir film. sinemanın gelişimini ve o dönem eldeki sınırlı olanaklarla neler becerildiğini görmek için 1800'lerin sonlarındaki ve 1900'ların başlarındaki filmleri de izlemek gerek. bugüne tıkılıp kalmayalım.

Avangard ve ilk surreal sinema film örneği olması sanat için oldukça yenilikçiydi. Bilinen gerçekle bağını kesip kendince bir gerçeklik yaratmakti amaç. Sanatçıya gündelik algılar ve sınırlar yetmemiş,bilincdisini,rüyayı,rastlantinin egemenliğini sürrealizme katmıştir.
Bunuel her zaman sert ve yıkıcıydi ama bir o kadar da şakacı ve alaycı. Devleti,dini,burjuva toplumsal düzenini,cinsel zayıflıklsrimizi kara mizaha dönüştürerek eleştirir.
Filmde de birbirinden kopuk görünen imgeler rüya mantığı içinde ard arda dizilmistir. Bu büyük rüya anlatisi kurguyla biçimlendirilmistir. Yönetmen sürrealist metaforik kurguyla gosterilemeyecek şeyleri gösterir. Rüya olduğu bilinen ancak mantıklı bir açıklamasi yapılamayacağı düşünülen sahneler de bu kurguya örnektir. Filmin ünlü sahnesinde de kurgu itibariyle gerçek bir baskalasim gecirmis,gösterilmekten sonra sezinletilmis,bilince yönlendirilmistir.
Çürüyen cesetler,katolik papazlarina dönüşen cesetler,karıncalarin usustugu kapıya sıkışmış el kurgunun nimetleridir Bunuel de.
Filmin en ünlü anı seyirci üstünde yıkıcı bir etki bırakmıştır. Öyle ki otobiyografisinde Bunuel, ölüm tehditleri aldığını ve kendini korumak için silahla gezdiğini söyler.

Çocukluk arkadaşı Dali'yle,sıradan bir cümleyle biten arkadaşliklari ise, birbirlerini bir daha göremeden,küslük halinde son günlerine kadar sürdü.

Luis Bunuel v Salvador Dali'nin filmi gerçekleştirilme öyküsü,
";iki düşün bir araya getirilmesiyle başlar."; Bunuel, Dali'ye gittiğinde 'ayı kesen, ince uzun bir bulutla,bir gözü yaran usturanın' rüyasına girdiğini anlatır. Dali de, kısa bir süre önce karıncalarla dolu bir el gördüğünden bahseder. Bu iki rüyadan yola çıkılarak şekillenen kurgu, akıldışı v içgüdüsel bir anlatımı benimsemiştir.
Film, mantıksal hiçbir açıklamaya meydan vermeyecek düşünce v görüntülerden, belirsizliklerden v usa aykırı eylemlerden esinlenmiş olup,
Luis Bunuel'in, sürrealizmin doruklarında gezinen v sinema tarihinde kendine mühim bir yer edinmiş bu filmin, çekilmesi için gereken parayı annesinden aldığı, 16 dakikalık sessiz başyapıt..