Topluma dahil olmasında artık bir sakınca olmadığı söylenerek akıl hastanesinden çıkarılan Ricky; felçli yönetmen Maximo’nun son filminin başrol oyuncusu(uyuşturucu bağımlısı ve eski porno yıldızı) Marina’ya karşı saplantılı bir aşk beslemektedir. Elbette bu aşkın karşılığını normal yöntemleri kullanarak elde etmeye hiç niyeti yoktur. Zihnindeki aşkı gerçeğe dönüştürmek için Marina’yı evinde tutsak eder.
Bunu sevdiyseniz yine Almodovar'ın 'Sinir krizinin eşiğindeki kadınlar' filmini de seversiniz. O film daha komik hatta bayağı kahkahalık ama ben ikisini de severim, bu film özellikle daha romantik. Filmin müzikleri Ennio Morricone'a ait ki şaşırtmıyor çünkü zaten ilk dakikadan anlaşılıyor kalitesi ve filme yansıyan huzur verici atmosferinden de etkiliyor insanı. Victoria Abril dahil oyunculuklar başarılı; Banderas ise her zamanki gibi harika bir aktör, tiyatro kökenli olduğunu ispatlıyor. Avrupa yapımı filmlerin kendine has sade ama derin bulduğum yapısını seviyorum. Özellikle son sahneler çok güzel...