Çok iyi bir hikaye. Ama senaryodaki birçok mantık hatası filmin tadını kaçırıyor. Buna kadrodan beklenmeyecek kadar zayıf oyunculuklar da eklenince efsane olabilecekken vasatüstü hale gelen bir film ortaya çıkmış.
Çok iyi bir hikaye. Ama senaryodaki birçok mantık hatası filmin tadını kaçırıyor. Buna kadrodan beklenmeyecek kadar zayıf oyunculuklar da eklenince efsane olabilecekken vasatüstü hale gelen bir film ortaya çıkmış.
Uğur Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki 27 Mart 1977 tarihli yazısında bu filmden bahsetmiştir:
"Bu günlerde Ankara'da bir sinemada 'Akbabanın Üç Günü' adlı bir film oynuyor. Filmi izlerken, 'acaba Türkiye'de CIA hangi siyasal olaylara el atmıştır' diye düşündüm. CIA eylemlerini konu alan 'Akbabanın Üç Günü' gibi, Milli İstihbarat Örgütü'ndeki olayları konu alan bir 'senaryo' yazılsa, ne olur acaba? Devlet mi yıkılır?.."
Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin değerini yitirmeyen filmlerden.
Robert Redford ve Faye Dunaway olağanüstüler. İzlemediyseniz aman kaçırmayın derim.
Bu film sinemalarda gösterilirken, sinemada izlemiştim. Çok etkilenmiştim. Daha sonra tv ve internette uzun aralarla tekrar izledim. O zaman anlayamadığım yerler varmış. Sonra DVD sini alıp birkaç yıl önce tekrar izledim. Her seferinde yeni bir bölümü dikkatimi çekti. Çok heyecanlı ve entrikalı bir film olunca kaçırıyor insan. Mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Harika bir film kaç kere seyrederseniz seyredin hem aynı keyfi veriyor...