Saul, Nazilerin imha kampında çalışıyor ve filmin başında, öldürülen bir çocuk görünce bu çocuğun yakılarak yok edilmesine göz yumamayarak dine uygun şekilde gömülmesine uğraşıyor ve biz de film boyunca Saul’un bu mücadelesini izliyoruz.
İzlediğim ilk Macar filmi oldu ve şunu söyleyebilirim ki alışılagelmişin dışında bir film olmuş. Bana kalırsa filmin çok daha akıllıca bir senaryosu, çok daha mantıklı bir neden/sonuç ilişkisi olabilirmiş ve film boyunca pek çok kez de sıkıldığım için açıkçası puanını kırdım. Bir de kamera film boyunca habire hareket hâlinde olduğundan göz yoruyor ve Saul’un etrafında dönüyor, bütün film süresince her şeye Saul kadar hâkim oluyoruz.
Ancak her ne olursa olsun filmin asıl derdi bize bir şeyler anlatmaktan çok bize bir şeyler göstermek ve bunu da tüm çıplaklığıyla yapıyorlar. Film boyunca o kasvetli ortam, o buhran, insanların yüzlerindeki çaresizlik, umutsuzluk iyi yansıtılıyor. Sanki gerçekten o günlerden bir şeyler izliyoruz. Bunlar da filmi iyi yapan şeyler. Gerçi tek bir hikayeye odaklanıyor film ancak yine de holokost esnasında geçen fazlasıyla karamsar bir şey izlemek istiyorsanız önerilir.
Yorumlar
constantine_wick
Film çok amatör çekilmiş.. Kameraman başrolün arkasında koşuyor resmen.. Kamera ve yakınlık seviyesi maalesef olmamış.. Emek harcanmış güzel yerleri var ama maalesef ben beğenmedim..