İzleyiciyi ikiye bölecek bir film..Seven olur sevmeyen olur..Son yarım saate kadar epey ağır ilerlese de final kısmı epey güzeldi..
birden fazla kez izlenebilecek ve hiçbirinde de sıkmayacak çok güzel bir film. 4/4
4 Kategoride Oscar adaylığı almış ortalama bir film, fazlası değil.
Prodüksiyon, kostüm v renk skalası muazzam. Göz alıyor film. Bununla birlikte filmin büyük bir kısmı bir platoda v kapalı alanda geçiyor, bu kadar bütçe ile bu kadar sanat yönetmenliği de olsun bir zahmet. Del Toro'nun sinema dilini biliyorsanız sürükleyici bir hikayeye v sıkan bir anlatım tarzına sahiptir. Benim için sinemanın son büyük masalcılarından, filmin içerdiği doğaüstü elementlerle birlikte sizi alıp götürür. Bu filmde de 'Amerikan rüyasını' konu edinmiş ama renkler v kadraj 'the Carnivale' dizisini anımsattı bana biraz.
Bir de keşke finansal açıdan Di Caprio ile anlaşılsaymış. Bu filme çok yakışırmış, cuk otururmuş.
Onun yerine yüzde mimik oynatamayan, dönerken kameraya bakan, ne vermek istediği duyguyu ne de ne dediğini anlayamadığımız Cooper'ı izlemek resmen işkence oldu benim için. Fötr şapka giyerek, ağzının kenarında tuttuğu sigarayla, Texas aksanını konuşunca olmuyor işte.
Sanki filmde oynamayı kabul ederken filmde yer alacak olan tüm kadınları öperim diye anlaşma yapmış. Filmde konuşmadığı o ilk 15 dk en iyi performans sergilediği yer zaten sonra filmin seviyesini çok düşürmüş, arada Cate Blanchett v Willem Dafoe gibi üstatları görmek benim açımdan filmi izlenebilir kılan bir diğer unsurdu.
'Senin gibi, her gün film izleyenlere önermeyeceğim bir film olmuş' demişti arkadaşım,
bende, sizin için dedim sayın.
1947'de çekilen ilk versiyonu önceden izleyip konuyu bildiğim için Toro'nun versiyonu bana hiç tat vermedi. İlk kez izliyor olsam belki merakla olay gelişimini takip edebilirdim. İlk bölümü gereğinden fazla uzun tuttuğu için, ikinci yarıda ilgimi kaybettim. Hikayenin aktarımını 1947 versiyonunda daha başarılı bulsam da, Toro'nun prodüksiyonu ve performanslar çok daha etkileyiciydi.
film süre olarak çok uzun olmuş.
ama bir karakteri yaratıp onu geliştirmek adına yapılmış diye düşünüyorum.
adamımız bir sirkte kendine iş bulup burada insanları manipüle etmeyi öğreniyor. ilk 1 saat hızlı ve zevkli geçti ama sonrasında filmde bir durağanlık oldu.
daha sonra bu yeteneğini lüks mekanlara taşıyor ve bazı özel müşteriler ediniyor.
Bu zengin müşterileri dolandırırken olaylar gelişiyor.
ben izlerken keyif aldım.
sonunu güzel bağlamışlar.
Guiseppe Tornatore'den 1940'ların Amerika'sında gecen bir dolandırıcılık öyküsü. Yönetmenin tüm filmlerinde genellikle fantastik ve gerçeküstü öyküler anlatır. Bu nedenle filme alışmakta biraz zorlandım. Fakat filmin ilk bir saatlik kısmında yer alan karnaval ortamı bu eksiği bir nebze olsun gideriyordu.
Genel olarak çok güzel bir prodüksiyon tasarımına sahip. Tek tek yazmayayım ama oyuncuların tümü gayet iyiler. O zaman neden filmi seyrettim ama bir türlü ısınamadım?
Filmin öyküsünü ve alt metinini pek evrensel bulamadım. Daha çok kendi ülke seyircisine seslendiğini düşünüyorum . Ben sadece iyi yapılmış ama insana fazla nüfuz etmeyen ama etmek isteyen bir film seyretmiş oldum. Ama yine de 'kötü film' demek haksızlık olur.
İyi seyirler.
Transformers - fast and furious vs film seviyorsanız hiç bulaşmayın, gidin tekrar harry potter izleyin. Karakter gelişimi, çatışma vs kavramlar tanıdıksa direkt dalın... kesinlikle 10 numara film.
yan rollerde bile yıldızlar olan kadroda böyle kötü bir film Cate Blanchetten nefret ettim :) 1 puan yeter sana
Altyazı yenilendi.