@ArtooDetoo, Yorumlarınızı dikkatle okuyorum v yakın takipçinizim ama filmlere puan vermeyi unutmayın lütfen. Hangi anlamda eleştiri yaptığınızı anlamak zor oluyor bazen.
@Leftbehind, Elbette. Sadece sitenin fonksiyonlarını kullanma konusunda biraz dalgınım. Yine puanlamayı unutup yorum yazmışım maalesef. Hem hatırlatmanız hem de ilginiz için teşekkürler...
Bir savaş sürerken tampon bölgede bulunan askerlerin yalnızlığını, bulundukları bölgenin geniş plan çekimleri aracılığıyla veren film, karakterleri ise yakın planda almayı tercih ederek, askerlerle özdeşim kurmamızı sağlarken bir yandan da onlar gibi ortama yabancılaşmamızı sağlıyor. Savaşın ne içinde ne dışında olabilen Jonathan ve arkadaşlarının duygu durumu, içinde yaşadıkları ve git gide batan konteyner, yapılan kimlik kontrolleri esnasında ani gelişen olaylar, filmde beni en çok etkileyen yerlerdi. İlk açtığınızda bu aynı film mi diyebilirsiniz ama 2.bölümden sonra sizi yakalıyor v göz açıp kapayana dek sona eriyor. İzleyicinin duygularını istismar etmemesi, eğlenceyi de üzüntüyü de abartmadan vermesi filmi konusundan bağımsız izlenebilir kılmış. böyle antimilitarist bir film yapan Samul Maoz senaryo v yönetmenliğini üstlendiği bu yapım ödülleri de cebine koymuştur..finalinde ise oturduğum yerden kalkmakta zorlandım..
En sonda çalan parça Arvo Pärt'ın Spiegel im Spiegel bestesi. Nedense IMDB'de yer verilmemiş adına, filmin künyesinde. Bu parça aynı zamanda BBC belgeseli Auschwitz: The Nazis & the Final Solution'da kullanılmıştır. Belgeseli seneler önce izlemiştim. Parça o kadar güzel ki, aynı belgeselde kullanılan Henryk Gorecki'nin Sorrowful Songs parçası ile aklımda derinlemesine yer etmiş. Konu ile alakalı çok belgesel izlemişliğim var nacizane. Eğer tarihe ilginiz varsa, az önce bahsettiğim belgesel ile Annihilation (Die Wahrheit über den Holocaust) belgeselleri en iyileridir. Hazır konu buralara kadar geldi, umarım bir gün burada Louis Malle'ın Au Revoir Les Enfants isimli otobiyografik filmini de görebiliriz. Bu filme dönersek, antimilitarist her filmi şahsen severim, kör göze parmak misali inatla vermeye çalıştığı mesajdan ötürü.