"Sıfatların değil, ayrıntının ve fiillerin şiiri, ateşli bir şiir"... Chagall’in tabloları ve Modiano’nun romanlarındaki duygu akışından ilham alan yönetmen Bi Gan, Cannes’da ilk gösterimini yapan filminde kayıp bir aşkın izini sürüyor. Filmin kahramanı Luo, seneler evvel terk ettiği kasabası Kaili’ye dönüyor ve hiç aklından çıkartamadığı eski sevgilisi Wan’ı bulmak için aramaya başlıyor. Uyandırdığı hisler ve yarattığı atmosferle aşk filmi, kara film ve bilimkurgu arasında bir yerde duran Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk, üç boyutlu ve tek plan çekilen son bölümüyle de geçmişin, aslında anılardan kaynaklanan bir his olduğunu vurguluyor sanki. Hafıza, geçmiş ve anılar üzerine zarif bir zihin alıştırması olan film, olay örgüsünden ziyade olağanüstü görüntüleriyle aklınıza kazınacak.